KENTİN SESİ -VAN Yazıları
Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van'da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karsı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari güvercinler su başlarında
Ve karaca sürüsü,
Keklik takımı...
Böyle başlar Ahmet Arif’in 33 kurşun şiiri. Bir yanı Acem mülkü diğer yanı Kafkas ufku olan sırtını Van’a dayamış sınır bölgesinde katledilenlerin ağıtıdır anlatılan.
30 Temmuz 1943 tarihinde tam otuz iki kişi gözleri ve elleri bağlı bir şekilde taranarak öldürülürler. Emir dönemin 3.Ordu Kumandanı Mustafa Muğlalı tarafından verilmiştir. 33 Milalengiz köylüsünün katli ferman edilmiştir. Aralarındaki tek kadın, daha sonra kurşun sıkacak askerlerin komutanı tarafından gizlice serbest bırakılsa da Ahmet Arif otuz üç kişiye ve en nihayetinde bütün bir halka yakmıştır ağıtını.
33 kurşunun hikayesi başlangıçta bir çalıntı koyunlar meselesidir…Sınırın İran yanında Türkiye ile ilişkileri kuvvetli olan Mistro Ağa’nın iki bine yakın koyununa el konulur.Mistro Ağa bunu kimin yaptığını gayet iyi bilmektedir; zira dönemin Özalp Kaymakamı ile sınırda aynı yöntemle, çete oldukları gerekçesiyle köylünün mallarına el koyup bölüştükleri çok olmuştur. Mistro Ağa hemen Özalp Kaymakamına bir mektup yazarak “Gasp edilen hayvanlarımı bana geri verin. Ricamı kabul etmezseniz ben hayvanlarımı aynı usulle geri almasını bilirim, ama Türk hükümetinin haysiyeti rencide olur" şeklinde seslenir. Özalp Kaymakamının cevabı ise “Gelip karını da koynundan alırız” şeklindedir.Van’ın Özalp ilçesinin sınır bölgesinde iktidar çatışması işte böyle başlamış olur. Mistro Ağa bu cevaptan sonra adamlarını toplar ve Türkiye sınırına girerek köylülere ait beş yüze yakın koyunu alıp sınırı terk eder.
Vilayete haber gider gitmesine ama artık mesele “dönemin ruhu itibariyle” bir koyun meselesi olarak gösterilmez. Van vilayetine düşen haber “Ruslar Özalp’i işgal etmeye çalıştı” şeklinde olunca devreye doğrudan Ankara girer.Hemen bölgeye komutan Mustafa Muğlalı ve içişleri bakanlığına bağlı müfettişler gönderilir. Özalp Kaymakamı, komutanlar ve müfettişler Rusların mutlaka yerli işbirlikçileri olduğunu düşünerek başlarlar sorup soruşturmaya…
Aradıklarını da hemen buluverirler. O dönemin adliye çalışanlarından biri, arazi husumeti yaşadığı yaklaşık kırk Milalangiz köylüsünün ismini vererek hem kendini hem de Ankara’dan gelen müfettişleri büyük bir dertten kurtarır; Kırk kişiden beşi tutuklanır. Kalan otuz beş kişi de serbest bırakılır. Komutan Mustafa Muğlalı ise bu karar ikna olmaz ve daha sonra otuz beş kişinin yakalanmasını ister. Bulunan otuz üç kişinin de yargılamaya gerek olmadan cezalandırılmasını isteyen Muğlalı,henüz infaz gerçekleşmeden Özalp ten ayrılır…
İşte bu olay 1946 yılına kadar büyük bir titizlikle örtbas edilir.Daha sonra Mustafa Muğlalı otuz iki kişinin ölümüne sebebiyet vermekten önce idama daha sonrada yirmi yıla mahkum edilir ve cezaevinden çıkamadan yaşamını yitirir.
1951’den beri unutulmuş olan bu olay 1994 yılında tekrar gündeme yerleşmiş oldu. Van’ın Özalp ilçesindeki jandarma sınır taburunun adı Mustafa Muğlalı kışlası olarak o tarihte değiştirildi. 1994 yılının bölge için olağanüstü hal halinde olduğu düşünüldüğünde psikolojik harbin farklı bir versiyonun denendiği rahatlıkla iddia edilebilinir. Bu ülkenin mahkemelerince suçlu bulunan bir komutanın adının tam da katliamın gerçekleştiği yere 1994 yılında adının verilmiş olması Doğu ve Güneydoğudaki her çıplak dağa “Türkiye Türklerindir” yazmakla aynı anlama geliyor.
Şimdilerde ise aynı isim ve aynı olay Van’da tekrar gündemde.Van’ın Özalp Belediye Başkanının teklifi ile Özalp Belediye Meclisi Mustafa Muğlalı kışlasının tam karşısına 33 Kurşun Anıtı ve Parkı inşa etme kararı aldı. Kışlanın isminin değişmesine dair daha önce yapılan girişimler sonuçsuz kalınca Özalp Belediyesi de çözümü bu şekilde bulmuş oldu.
Ne diyelim... Ahmet Arif’in şu dizelerini de görür müyüz acep 33 kurşun anıtında ?
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komsuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayri eşkıyaya çıkar adimiz
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına...